15 Temmuz 2017 Cumartesi, 17:59
15 Temmuz ve Medyanın Gücü

Törende konuşan Başbakan Binali Yıldırım, yerel basının milletle iç içe olmasının önemine değinerek şunları söyledi: “Şehrimizde, ilçede, caddede, sokakta, her yerde siz varsınız. O yakınlık içerisinde toplumun gerçekleriyle bire bir temastasınız. Sizler yerelin ruhunu yansıtıyorsunuz. Siyasette yereli ihmal eden asla başarılı olamaz. Basında da bu böyledir. Mahallinde olanı ıskalayan bir basın, ideal bir basın olarak görülemez. Onun için yerel basına güveniyoruz. Fedakârca yaptığınız işleri takdir ediyoruz.”

Basın tarihine bakıldığında, yerel basının, Anadolu basınının özel bir öneminin her zaman olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Aslında Anadolu basını gazi basındır. İstiklal Harbi boyunca Anadolu'da çok büyük işler görmüştür, büyük hizmetler ifa etmiştir. O dönem milletimizin moral değerlerini yüksek tutmak için çok ciddi gayret göstermiştir.” diye konuştu.

Yıldırım, kara propagandalara karşı sağlıklı bilgilendirmenin Anadolu basınıyla yapıldığını, dönemin gazetecilerinin top sesleri arasında, çatışma ortamında yayınlarını bin bir zorlukla ama fedakârlıkla sürdürdüklerini anlattı.

Zafer kazanılması ve Cumhuriyetin kurulmasının ardından da Anadolu basının halkın ve demokrasinin sesi, savunucusu olmaya devam ettiğinin altını çizen Yıldırım, “Türkiye’de özgürlük alanları sizler sayesinde  gelişiyor ve demokrasimiz sizler sayesinde güçleniyor.” dedi.

15 TEMMUZ VE MEDYANIN GÜCÜ

Konuşmasında 15 Temmuz alçak darbe girişimi sırasında medyanın gücüne değinen Binali Yıldırım, şöyle devam etti: “O gecenin şüphesiz kahramanları var. Bu kahramanların başında kendisini bu ülkeye adamış dirayetli Cumhurbaşkanı, bayrağını, özgürlüğünü, ülkesini, milletini seven dirayetli bir hükümet var. O gecenin kaderini ve seyrini de değiştiren, medya. Medya o gün durumdan vazife çıkararak, hemen devreye girmiş ve alçak darbecilerin oyun planını bozmuştur. Yaptıkları işgal girişimi akamete uğramış ve milletimizin duyduğu haberlerle ümitleri yeşermiş ve meydanlara inmiştir. Medya o gece hakikaten çok iyi bir sınav vermiştir. Ben bu vesileyle bir kere daha yerel, medyayı, ulusal medyayı, internet medyasını, sosyal medyayı bütün medya mecralarını ve orada korkusuzca görev yapan, silahlara karşı kendisini ortaya koyan bütün fedakâr medya mensuplarına ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”

Türkiye'de ne olup bittiğini, ne yaşandığını anlamak için yerel  medyaya büyük ihtiyaç olduğunu ifade eden Yıldırım, yerel medya kuruluşlarının sayı ve etkinliklerinin giderek arttığını, bunun da ülke, demokrasi ve gelecek için ümit verici olduğunu belirtti.

Yıldırım, "Hükümet olarak güçlü demokrasi için yerelleşme adına, yerel medyanın güçlenmesi için gerekli çalışmayı geçmişte yaptık, bundan sonra da yapacağız." açıklamasında bulundu.

"ALNINDA HAİN YAZANIN GÖĞSÜNDE KAHRAMAN YAZSA NEYE YARAR?"

15 Temmuz'un birçok yönüyle ele alınması gereken önemli bir gün olduğuna da işaret eden Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

“15 Temmuz sadece Türkiye'de başarısız darbe girişimi olarak değil ama Türk siyasi tarihinde tanka, topa, tüfeğe, uçağa, bombaya karşı imanından, vatan sevgisinden, bayrak sevgisinden başka silahı olmayan milletin ortaya koyduğu bir zaferin adıdır. Bu dünyada hiçbir örneği olmayan bir başarıdır, bir zaferdir. Son 50 yıllık tarihimizde darbeler var. Ama ilk defa bir darbenin püskürtüldüğü bir günden bahsediyorum. 

Demokrasiyi, gelecek nesilleri kurtardık, ülkenin bağımsızlığını, birliğini, kardeşliğini tesis ettik. Bu darbeye yeltenen alçaklar elbette hesabını sonuna kadar vereceklerdir. Tişörtüne kahraman yazmakla kurtulacaklarını, meydan okuyarak bu işten sıyrılacaklarını zannediyorlar. Alnında hain yazanın göğsünde kahraman yazsa neye yarar.”

Başbakan Yıldırım, Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) hain darbe girişimine katılan alçakların hesabını sonuna kadar vereceklerini belirterek, “Öyle tişörtüne 'kahraman' yazmakla kurtulacaklarını, meydan okuyarak bu işten sıyrılacaklarını zannediyorlar. Alnında hain yazanın göğsünde kahraman yazsa neye yarar? Bu alçaklar, yurt dışındaki akıl hocalarına güveniyorlar. Onlara sürekli rüya tabirleri, birtakım ütopik menkıbeler, formüller göstererek morallerini yüksek tutmaya çalışıyorlar ama o gün gelecek, hepsinin maskeleri düşecek, hukuk devleti içerisinde bunlar hak ettikleri cezayı en ağır şekilde alacaklar.” ifadelerini kullandı.

Şehit yakınları ve gazilerden sabretmeleri ve metanetlerini korumalarını isteyen Yıldırım, şunları söyledi: 

“Bunlar iki şeyin peşindeler. Bu meseleyi uluslararası hukuka taşımak için her türlü çirkinliği, her türlü rezilliği ortaya koyuyorlar. Şu iki şeyi söyletmek için: Adil yargılama yapılmadı, savunma hakkımız tam olarak verilmedi. Bu iki mazereti de onların elinden alacağız. İlk savunmalarını istedikleri kadar yapsınlar. Gözlerimizin içine baka baka yalan söylesinler. Sabırlı olacağız, hukuka güveneceğiz, hukuka inanacağız, sonunda inşallah adalet tecelli edecek.”

“Hiçbir şey, cezasız kalmaz. Mutlaka hak ettikleri cezayı hukuk içerisinde alacaklar.”

Yıldırım, mesele millet, bayrak, vatan ve gelecek olunca gerisinin teferruat olduğunu dile getirerek, 15 Temmuz'u, milletin kenetlendiği, akın akın meydanları doldurduğu, ülkesine ve milletine sahip çıktığı gecenin adı olarak nitelendirdi.

“15 Temmuz’u iliklerimize kadar yaşadık. Yavrularımız, o körpe evlatlarımız, berrak zihinleriyle o geceyi nasıl gördüler? O alçaklara en büyük dersi verdiler.” diyen Yıldırım, 11 yaşındaki torununun kendisine, “Dede, bunlar bizim askerimiz değil mi? Niye insanları öldürüyorlar?” diye sorduğunu anlattı.

“O alçaklar, işte bu sorunun cevabını şimdi mahkemelerde veriyor.” ifadelerini kullanan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Siz, bu milletin dişinden, tırnağından arttırarak ödediği vergilerle alınan tankları, uçakları, helikopterleri, silahları çalıp milletin üzerine ateş açacaksınız ve darbe yapmaya kalkacaksınız. Şimdi tabii bunu yapmaya kalkanlar belki Türkiye’de son dönem darbe tarihini, demokrasiye karşı vesayet girişimlerini okudular, hatmettiler, 'Ya bu iş oluyormuş, geçmişte olmuş, biz de yaparız.' deyip yola çıktılar. Çok da kolay olacağını düşündüler. Kendilerinden de çok emindiler ama onların hesap edemediği bir şey vardı, o da Hakk'ın gücü ve halkın gücü tankın gücünü yenmiştir, bunu hesap edemediler. Şimdi bu, bütün olan bitenler ortada iken 'Böyle bir darbe yoktu', 'Yalandı', 'Bu, bir kontrollü darbeydi' gibi saçma sapan birtakım algı operasyonlarını da yapmaktan geri durmuyorlar.

Milletten topladıkları 'himmet' diye oluk oluk paraları lobi şirketlerine aktararak düzmece raporlar hazırlıyorlar. Ne olacak? Bu raporlar dağıtılacak, çeşitli dillerde hazırlanacak, bunun bir kurgu darbe girişimi olduğu algısı yerleştirilecek. Yemezler. Fitil fitil burnunuzdan gelecek. Nerede olursanız olun, dünyanın öbür ucunda da olursanız olun, bu millet bunun hesabını sizden soracak. Bizim de boynumuzun borcudur, bu hesabı mutlaka soracağız. Bu darbenin arkasındaki bütün odakları da açığa çıkarmak, tek tek milletin önüne getirmek de bizim en önemli görevimizdir.”

"BÜTÜN BİLDİKLERİMİZİ DÜRÜSTÇE PAYLAŞMAYA HAZIRIZ"

BYEGM tarafından dünyanın çeşitli ülkelerinden Türkiye'ye getirilerek 15 Temmuz’un anlatıldığı 350'ye yakın basın mensubunun da salonda bulunduğunu anımsatan Yıldırım, şunları kaydetti:

“15 Temmuz, sizin gözlerinizden, sizin gözlemlerinizden, sizin tespitlerinizden en doğru şekilde bütün dünyaya, dalga dalga yayılacaktır. Buna inancım tamdır. Sizden isteğimiz, talebimiz, bu konuda şehitlerimizin ruhunu rahatlatmak adına, gazilerimizin adına lütfen bu konuları işlerken Türkiye'de olduğunuzu, Türkiye'de bu işlere tanık olduğunuzu ve bu konuda yapılmaya çalışılan saptırmalara, yönlendirmelere karşı lütfen tavır alın, karşılık verin ve bizlerle teması sürekli devam ettirin. Biz size her zaman, her şeyi şeffaf bir şekilde, en doğrusunu olumlu yanlı da olumsuz yanlı da anlatmaya, bütün bildiklerimizi dürüstçe paylaşmaya hazırız.”

BYEGM’nin yerel medyayı güçlendirmeye, özendirmeye yönelik yaptığı organizasyondan dolayı Genel Müdür Mehmet Akarca ve ekibine teşekkür eden Yıldırım, ödüllendirmek, teşvik etmek, başarıyı karşılıksız bırakmamanın yeniden başarının kapısını açacağını dile getirdi.Yıldırım, ödül almaya hak kazanan basın mensuplarını da tebrik etti.

BYEGM’nin yarışmasına 516 basın mensubunun 629 eserle katıldığını ve başvuru sayısının geçen yıla göre iki kat arttığını bildiren Yıldırım, yarışmayı köklü ve geleneksel hale dönüştüren BYEGM’ye teşekkür etti.

KAYNAK: T.C BAŞBAKANLIK BASIN YAYIN VE ENFORMASYON GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Okuyucu Yorumları
Karakese.com | Çukurova Bölgesinin En Güncel Bilgi Sitesi
15 Temmuz ve Medyanın Gücü