''Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşuyuz''

Eğitim-Bir-Sen Malatya 1 No’lu Şube Başkanı Kerem Yıldırım, Eğitime Bakış 2016: İzleme ve Değerlendirme Raporuna değinerek Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu olarak 24 yıldır özlük ve özgürlük mücadelesi verdiklerini belirtti.
Eğitim-Bir-Sen Malatya 1 No’lu Şube Başkanı Kerem Yıldırım Sendika Binasında İlçe Başkanlarının da katılımıyla yaptığı basın açıklamasında raporun genel merkez tarafından hazırlandığını dile getiredi.
Yıldırım sendikalarının 402 bini aşkın üyesiyle eğitim hizmet kolunun yetkili sendikası olarak Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu olduğunu ve 24 yıldır özlük ve özgürlük mücadelesi verdiklerini kaydetti.
Değerlendirme Raporu hazırlanırken, eğitime dair ulusal ve uluslararası göstergeler, parametrelerin incelenerek rapor hazırlandığını kaydeden Yıldırım, raporla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Yıldırım, “Eğitim çalışanlarının mali ve sosyal haklarını korumak ve geliştirmek, sorunlarını gündeme getirmek ve çözmek, ‘herkes için ve daha iyi eğitim’ anlayışıyla eleştiri ve öneriler ortaya koymak, ücretlerde ve gelir dağılımında adaleti sağlamak hedefleri için çalışıyor ve üretiyoruz. Bu çerçevede, eğitim çalışanları için elde ettiğimiz kazanımlarla emeğin değerini artırıyor, akademik sendikacılık anlayışının hakkını veriyoruz. Tarafsız bakış ve yapıcı yaklaşım çerçevesinde yürütülen uzun soluklu bir çalışmanın eseri olan Eğitime Bakış 2016, Eğitim-Bir-Sen’in eğitimi izleme ve değerlendirme raporlarının ilkini oluşturmaktadır'' diye konuştu.
Hazırlanan raporun Türkiye’nin mevcut eğitim durumunu ortaya çıkardığını dile getiren Yıldırım, raporda yer alan önemli başlıkları özetleyerek,“6-13 yaş aralığında net okullaşma neredeyse yüzde 100’e ulaştı. Lise çağındaki her 100 gençten 15’i eğitimin dışındadır. Mesleki eğitime devam eden öğrenci oranı OECD ortalamasının üstüne çıkmıştır. 2015-2016 eğitim-öğretim yılında dershanelerden dönüşen toplam bin 205 temel lise bulunmaktadır. Açık öğretimde (ortaokul ve lise) öğrenim gören toplam öğrenci sayısı 2007 yılından itibaren sürekli artış göstermektedir. 2015 yılında toplam 1.874.210 açık öğretim öğrencisi bulunurken, bu öğrencilerin 1 milyon 536 bin 135’i açık lise öğrencisi, 338 bin 75’i ise açık öğretim ortaokulu öğrencisidir. Eğitim düzeyi arttıkça iş gücüne katılım artıyor. Eğitim düzeyi arttıkça ekonomik kazanç artıyor. Ortalama sınıf mevcutlarında OECD ortalaması yakalandı” ifadelerini kullandı.
Raporda Türkiye’deki, İlk ve ortaokullarda yaklaşık 60 bin derslik ihtiyacı olduğunun ve Öğretmen dağılımındaki dengesizlik fırsat eşitsizliğinin en büyük gerekçesi olduğunu hatırlatan Yıldırım, “Türkiye’de öğretmenlerin tecrübe açısından bölgelere ve illere göre dengesiz dağılımı, eğitimde fırsat eşitliği bağlamında endişe verici boyuttadır. Türkiye genelinde kamu çalışanı öğretmenlerin hizmet süresi ortalaması 11,7 yıl iken, Kuzeydoğu Anadolu, Ortadoğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sırasıyla 6.0, 6.7 ve 7.2’dir. İller arası yer değiştirmeye bağlı atamalar ve ilk atamalar birlikte değerlendirildiğinde, doğu bölgelerindeki öğretmen ihtiyacı yüzde 90 ve üzeri oranlarda ilk atamalarla atanan yeni öğretmenlerle karşılanırken, diğer bölgelerde yüzde 49 ile yüzde 75 arasında değişen oranlarda iller arası yer değiştirme ile atanan deneyimli öğretmenlerle karşılanmaktadır ”ifadelerine yer verdi.
Öğrencilerin öğretmen, öğretmen adaylarının ise atama beklediklerinin altını çizen Yıldırım, “2015 yılında 417 bin 480 öğretmen adayı KPSS Eğitim Bilimleri Testine girmiştir. Her 5 lise öğrencisinden 1’i kronik devamsız. Orta öğretimdeki sınıf tekrarı sorun olarak varlığını sürdürüyor. Ortaöğretim mezuniyet oranları hala istenen seviyede değildir. Türkiye’de orta öğretim mezuniyet oranı 2014 yılında yüzde 79,5’e yükselmiştir. OECD genelinde söz konusu oran yüzde 85’dir. Yüksek öğretime geçişte fırsat eşitsizliği eğitimi olumsuz etkilemektedir. Öğrenci başına yapılan harcamalar artıyor ama yetersiz. Türkiye’de temel eğitim ve orta öğretim genelinde öğrenci başına harcama düzenli olarak artış eğilimindedir. Ancak, mevcut son verilere göre, öğrenci başına yapılan harcama açısından Türkiye, OECD ülkeleri arasında son sıralarda yer almaktadır” diye konuştu.