

O, yaptıklarıyla bütün engellerin aşılabileceğini, hatta 'parmak uçlarıyla' dünyaya bakılabileceğini gösteriyor.
Fırça kullanmadan parmaklarıyla görmediği dünyaya farklı bir pencereden bakarak, resmeden ünlü bir ressam. Sadece görmeden resim yapılabileceğini değil, hayata farklı bir açıdan da bakılabileceğini ortaya koyuyor.
Eşref Armağan dünyaca ünlü bir ressam... Ama doğuştan görmeyen bir ressam.
Görme engelli olmasından dolayı dünyayı parmak uçlarıyla tanımaya çalışıyor. Görmüyor... ama dokunuyor, hissediyor ve resmediyor.Fırça kullanmadan parmaklarıyla resmediyor ve harikalar yaratıyor.
Şimdiye kadar yüzlerce başarılı tabloya imza atan Armağan, bir sergi açılışında yaptığı konuşmada “Ben dünyayı parmak uçlarımla tanıdım ve resmediyorum. Engelli arkadaşlarıma destek ve güç vermek, bakıp ta göremeyenlere bir şeyler anlatmak istiyorum” der.
Evet yanlış okumadınız. Parmak uçlarıyla görüyor ve gördüklerini resmediyor.
Yaptığı başarılı resimlerle adını dünyaya duyuran Armağanın bundan sonraki hikayesi ise giderek ilgi çekici bir hal alıyor.
Gözlerinin yüzde yüz kör olmasına rağmen tuvale sadece dokunarak bu denli güzel resimler çizmesi Eşref Armağan'ı bilimsel araştırmalara konu ediyor. Harvard Üniversitesi Eşref Armağan'ı birçok göz ve beyin testinden geçiriyor ve gören bir bireyde bir şey gördüğünde beyinde hareket eden kısmın Armağanda bir şeye dokunduğunda harekete geçmesi bilim adamlarını hayrete düşürüyor. Armağan'ın parmak uçlarını göz gibi kullanabilmesi Armağan'ı dünyada ilk ve tek yapıyor.
Kendi azim ve inatçılığı sayesinde bazı teknikler geliştirerek dünyayı parmak uçlarıyla tanıyan, resmeden ve herkesi kendine hayran bırakan bu adam kimdir? Şimdi biraz Eşref armağanı tanıyalım.
Eşref Armağan 1953, İstanbul doğumludur. Yaşadığı mutasyon sonucu dünyaya doğuştan yüzde yüz kör olarak gelmiştir.
3-4 yaşlarında baba ve annesinin 'oğlum önüne bak' cümlesini sadece kendisine kurduklarını fark edince bunun nedenini ailesine sorar ve babası Armağan'a doğuştan kör olduğunu anlatır.
Armağan artık kör olduğunu kabullenir ve sürekli nesneleri sorgulayarak ve dokunarak öğrenmeye başlar. Öğrendiği nesneleri bir tahtanın üzerine çivilerle resmeden Armağan 12 yaşında babasının dükkânında babasına yardım ederken içeriye bir kelebek girer ve Armağan babasına kelebeğin nasıl bir şey olduğunu sorar. Babası Armağanın avucuna bir kelebek koyar ve renklerini anlatır. Armağan ilk kez bir kelebeği renkleriyle çizdikten sonra kendi yeteneğini keşfeder.
Hiçbir zaman günbatımını, baharda yeşeren, çiçek açan doğayı, renklerini görmeyen Armağan kendi hırsı, azmi ve mücadeleci kişiliği sayesinde tüm bunları resme dökebilmeyi başarmıştır.
Hiç görmediği nesneleri dokunduktan sonra gerçekçi bir şekilde resmedebilmesi nedeniyle Harvard Üniversitesi nöroloji bilim dalından profesörler kendisinin beyin fonksiyonlarını incelemiş bunun sonucunda Eşref Armağan'ın bir nesneye dokunduğunda beynindeki görülen cisimlerin algılanması ile ilgili bölümün harekete geçtiğine şahit olmuşlardır. Hakkında ünlü İngiliz bilim dergisi 'New Scientist'te makalesi yayınlanan Armağan yaşamını İstanbul'da kendisi gibi görme engelli eşiyle beraber sürdürmektedir./VİLDAN GENÇOĞLAN